Ön yargı ve koçluk üzerine Dönüşüm İçin Koçluk Kitabından bir bölüm. Keyifli okumlar dileriz.
Ön Yargı ve Koçluk
Bu mercek; yaşamla ilgili filtreleri, değerleri ve varsayımları içeriyor. Koçluk çalışmalarında bu gözlüğü ne kadar bir tarafa bırakabilirsek, elde edilecek olan iletişim girdi ve çıktıları o kadar kaliteli olacaktır. Ayrıca ön yargılarımızdan arındırılmış bir iletişim, karşı tarafın savunmaya geçmesine engel olur ve problem olarak gördüğü şeylerle doğal olarak ilgilenmesini sağlar. Sonuç olarak bu tarz bir iletişimde danışan kendi cevaplarına daha kolay ulaşır.
Peki, kendi filtrelerimizin ve yargılarımızın önüne nasıl geçebiliriz? Sizlerle oldukça sevdiğim bir hikâyeyi paylaşmak isterim. “Gazeteci, önde gelen bir iş insanına, ‘En çok kimi seversiniz?’ diye sormuş. İş insanı biraz düşündükten sonra, ‘Terzim,’ demiş çok emin bir ifadeyle. Gazeteci bir an için duraklamış ve bu cevaba oldukça şaşırmış. Ardından, ‘Niçin terziniz olduğunu öğrenebilir miyiz?’ diye sormuş. İş insanı ‘Tabii ki, memnuniyetle,’ demiş ve eklemiş. ‘Çünkü her seferinde benim ölçümü yeniden alır ve nasıl bir giysi istediğimi anlamaya çalışmak için beni dinler.’”
Koçluk iletişiminde temel prensip, bir şeyleri bildiğimizi farz etmemek, öğrenmek için sorular sormak ve etkin şekilde dinleyebilmektir. Bunun için konudan bağımsız olarak danışanla içten bir şekilde ilgilenmeye ve onun zihin haritasını merak etmeye ihtiyaç vardır. Böylece, kendi zihin haritamızdan uzaklaşarak ön yargımız ile zihnimizin arasına önemli bir dikkat noktası eklemiş oluruz. Sizce çevrenizle iletişim kurmanın bir yolu olarak bunları seçerseniz yaşamınızda neler değişir?
Sistemsel Merak
Alışılagelmiş bir nokta olmamakla birlikte, bireylerin aradığı çözüm kendi içindedir. İlerlemek istedikleri ve sorun olarak algıladıkları şeylerin arka planı genellikle en iyi onlar tarafından bilinir. Bu sebeple en iyi cevaplar onlar tarafından bulunmalıdır. Koç, güçlü sorular ile çözüme ulaşılmasını kolaylaştırır ve bireylerin kendi seçimleri doğrultusunda sorumluluk almasına yardımcı olur.
Bu desteği ön yargılarından uzaklaşarak, farz etmeyen bir merak duygusu ile gerçekleştirebilir. Bu anlamda merak iki türlü ele alınabilir. Birincisini kişisel ilgi alanlarımızı tatmin etmek adına merak içinde olmak; ikincisini, bir sistem dâhilinde danışanın referans çerçevesine, motivasyon kaynaklarına ve yaşamsal değerlerine ilgi göstermek şeklinde düşünebiliriz. Birinci tür merak ön yargılarımızı daha fazla çalıştıracak, konudan bağımsız olarak danışanı temel alan ikinci tür merak ise ona olan samimi ilgimizi besleyecektir.
İşbirliği: Güven, Eşit İlişki ve Gizlilik
İşbirliğini hayata geçirebileceğimiz en etkili koçluk ilişkisinin, güç dengelerinden bağımsız olarak koç ve danışanın eşit kabul edildiği bir tarz olduğunu düşünüyorum. Böylece, danışanlar konularını tüm yönleriyle rahatça paylaşabilirler. Rahat bir sohbet ortamı oluştuğunda, danışan koçluk seansından daha fazla fayda sağlar. Yargı ve kesin yol haritaları yerini her seansta işbirliği içinde belirlenen hedeflere bıraktığında danışan kendisi için en uygun yolu seçer. Danışan yargılanmadığından emin olduğunda, süreç içerisinde kesin kurallar ile katı bir çerçeve çizilmediğinde verimlilik artar.
Unutmamamız gereken diğer önemli bir husus ise, koçluk bir konuya odaklansa da koçluğun bütünsel olarak danışana yönelik olmasıdır. Demek istediğim şey, ilişkinin temelinde konuşulan konu değil danışanın olmasıdır. Bu konuşulan konunun da danışanın bütünsel hayatından yani yaşamının içerisinde bulunan diğer alanlardan etkileneceğidir. İşbirliğini hayata geçirebileceğimiz en etkili koçluk ilişkisinin, güç dengelerinden bağımsız olarak koç ve danışanın eşit kabul edildiği bir tarz olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda danışan üstesinden gelmek ve ileriye taşımak istediği konuları belirlerken koç, danışanın bu durumla baş edebilme kapasitesini ve yöntemleri geliştirmesine yardımcı olur.
Yine karşılıklı güvenin geliştirilmesinin koçluk sürecinin önemli bir ayağı olduğunu iletmek isterim. Koç ve danışan birbirini daha iyi tanıdığında, beklentiler ve ihtiyaçlar dile getirildiğinde, açıklık ve samimiyet söz konusu olduğunda karşılıklı güven gelişecektir. Gelişen güveni desteklemenin ve sürdürülebilir hâle getirmenin en önemli bileşeni birlikte yapılacak anlaşmalar ve geri bildirim alışverişi olacaktır.
Tüm bunlarla birlikte koçluk, karşılık güven, hiyerarşiden uzak eşit bir ilişki temelinde gizliliği de esas aldığında iş birliği için önemli bir zemin oluşturulacaktır. Gizlilik, elde edilen bilgilerin danışana ait olduğu ve hiçbir şekilde başkalarıyla paylaşılmayacağı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla gizlilik danışanın en doğal hakkı hâline gelmektedir. Bunu net bir şekilde ifade etmek ve korumak da koçun en temel görevidir.
Dönüşüm İçin Koçluk Kitabı
Can Deniz Timur MCC, TMC
Bir önceki yazımız olan ICF Onaylı Koçluk Eğitimi Nedir? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.