Hepimiz doğuştan hikaye anlatıcılarıyız. Aslına bakarsanız çok da profesyoneliz bu konuda çünkü hergün yaptığımız şey, hikaye anlatmak. Sabah işe gittiniz arkadaşlarınıza, “ Bugün yolda gelirken ne oldu biliyor musunuz?” dediğiniz anda başlar hikaye… Artık kulaklar, gözler siz de… Siz de başladınız anlatmaya…. bu bir, sonra ürününüzü veya hizmetinizi yeni bir müşteriye sunuyorsunuz diyelim, geldi ikinci hikaye. Öğle arası, hikayelerin en çok havalarda uçuştuğu anlar, hayattan, işten, çocuğun okuldaki ilk gününden tutun da, mazide yaşanan bir anektoda kadar her şey hikayenin konusu. Oldu mu üç… gördüğünüz gb örnekler böyle gider gün boyu. Hepimiz doğuştan hikaye anlatılarıcıyız lakin, kimi anlatır, suya kanamış da onun ağzından çıkan kelimeleri doya doya içermişiz gibi dinleriz. Onunla bir olur, anlattığı büyülü yere kuş olur kanat çırparız. Payımıza düşen ne varsa biz de sebepleniriz o yolda. Yer içer gezeriz doyasıya….
Hikaye anlatmak, bilgilendirme, aydınlatma ve etkileme amacıyla bir fikri anlatı biçiminde çerçeveleme eylemidir. Herkes hikaye anlatabilir, öğrenebilir. Hikaye anlatımı hayal gücünü tetikler , birbirini tanımayan insanlar arasında bağ kurar, anlatının içine alır.
Evet bu iki paragraftaki anlatım da hikaye anlatmayla ilgili. İlki hikayeleştirerek anlatılmış ikincisi ise bilgi verir şekilde anlatılmıştır. İkisinin de özü aynı, en büyük fark ; görselleştirme ve duygulara hitap etme yönündedir.
Ve duygu ; mantığa galip gelir. Birine ulaşmak istiyorsanız önce onun kalbine dokunmanız gerekir. Bir müşterinizi etkilemek mi istiyorsunuz, ya da ne zamandır kalbinizin çarptığı sevgiliyi ya da hayran olduğunuz öğretmeninizi, rol model olmak istediğiniz biricik evladınızı ve daha nicelerini… kime ulaşmak istiyorsanız bir de hikaye anlatmayı deneyin.
Bunun için ne mi yapacağız? Çok basit ama tek bir kuralımız var, onu sona saklıyorum;
- Gözlem yapın – bu konuda çok şanslıyız bol malzemeli hikayeli eşimiz, dostumuz, başkalarının hikayeleri var-
- Esinlenin – yine şanslıyız, köklü tarihimiz, kültür çeşitliliğimiz,masallarımız, tasavvuf aşıklardan besleneceğimiz bir çok hikaye var-
- Etkili cümle kalıpları kullanın- Metaforlar, yinelemeler, görselleştiren, tasvir eden, ikilemeler –
- Duygulara hitap edin. – “ Çünkü hissettiremezlerse hiç bir sonuç alamazsınız!” der Bernbach
- Son olarak da hikaye anlatmaktan asla vazgeçmeyin- nasıl işe yaradığını göreceksiniz-
Hikaye anlatmanın etkisinin bilimsel açıklamasına gelince; Beyinde salgılanan “ Oxytocin” adı verilen madde” karşımızdaki kişiye yaklaşmak güvenlidir “ mesajı verir. Hikayeleştirme beyinde bu maddenin salgılanmasını hızlandırır. Princeton Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyelerinden Dr. Uri Hessen; hikayelerin etkilerini senkronize olmak olarak açıklar. Anlatanla dinleyenlerin beyinlerinde aynı hareketlenmeler gözlemlenir. Bu da aynı şeyleri hissettikleri anlamına gelir. 1990’ların sonunda ayna nöronların keşfiyle de açıklanır. Ayna nöronlar sayesinde kişi, sizin anlattığınız ile senkronize olur veya kendini hikayedeki bir rolün yerine koyar ya hikayenin sonunu merak eder ya da kendi bakış açısına göre farklı noktalar bularak hikayeyle kahramanla bir bağ kurmuş olur. Bu bağ, duyguya dokunan bağ olduğu için ilgi çekicidir, akılda kalıcıdır, merak uyandırıcıdır.Bu sayede kendini dinlettiren konuşmalar yapabilir, insanların zihinlerinde kalıcı izler bırakabilirsiniz.
Gerisi size kalmış, siz hikayeleştirdiklerimizden misiniz, hikayeleştiremediklerimizden misiniz?
Sevgiyle kalın
Aynur Ulusoy ACC
Creative Coach